2006-2007 Super Ligi sona erir ermez, transfer haberleri gazetelerin spor sayfalarını doldurmaya başladı. Futbol takımları yenileniyor, güçleniyor ve “2007-2008 Super Lig Projeleri”ne hazırlanıyor. Sezon başında hocaların ve yönetimin büyük umut bağladığı bu takımlar, sezon sonuna gelindiğinde ya yüz güldürüyor ya da “Ah keşke!” dedirtiyor.
PMNetwork dergisi, 2006 Kasım sayısında sonuçlarını açıkladığı ve proje yöneticilerinin “Ah,keşke” diye başlayan dileklerini sıraladıkları bir anket düzenlemiş. Bu ankete bakarken profesyonel proje yöneticilerinin “Ah keşkeleri” ile futbol profesyonel takım yoneticilerinin “Ah keşkeleri”nin birbirine ne kadar benzediğini farkettim.
Ankette proje yöneticilerinin %38’i proje takımında daha fazla kaynağı olsa hiçbir problemi kalmayacağını, %30’u da proje takımı daha tecrübeli olsa sorun yaşamayacağını düşünmüş. %30’luk bir başka dilim proje çalışmalarına ayrılan bütçenin azlığından bahsetmiş. Kalan %2’lük kısmı üst yönetimin ilgisizliği ya da yetersizliğinden bahsetmiş.
Bu sonuçlara bakıp, yöneticilerin %68 oranında “Ah, keşke başarılı bir takımım olsa...” dediğini görmek; benim gibi futbol felsefesini kavramakta zorlananlar için; son zamanlarda hız kazanan transferler ve yeni takım oluşturma çabalarını anlamayı kolaylaştırıyor.
En çok spor alanında duyduğumuz takım oluşturma kavramı, ilk defa 1970’lerde ünlü otomobil üreticisi Volvo’nun Isveç’teki fabrikasında başlamış. Yönetim, tasarımcılar ve mühendislerden oluşan bir grup çalışanın verimliliğini arttırmak amacıyla, geleneksel “üretim bandı” tarzından uzaklaşmaya karar vermiş. İlk takım kurma, geliştirme, bilgi dağıtımı, iletişim ve performans değerlendirme çalışmaları böylece başlamış.
Günümüze kadar takım oluşturma kavramı değişmiş, gelişmiş ve proje yönetiminin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Proje yöneticisi gözlüğüyle baktığımızda, takımı finish çizgisine, projeyi de altın madalyaya götürecek birkaç takım oluşturma esasını şöyle sıralayabiliriz:
Ortak vizyon
Ortak hedefler ve hareket planı
Projeye ve proje yöneticisine güven
Kurum kültürünün takım çalışmasına uygun olması
Üst yönetimin takımı desteklemesi
Takımın prpje yöneticisi tarafından MS Project’in Kaynaklar tabında yazılan girişler şeklinde değil, şahsen tanınması
Motivasyon
İletişim kanallarının tanımlanmış ve açık olması